ETHEM EMRE’DEN YOLA ÇIKACAK OLANLARA ALTIN TAVSİYELER

Gurbet ellerde olağanüstü başarılar elde etmiş birçok Türk bulunmakta, ancak Ethem Emre’nin çeşitli alanlardaki faaliyetleri, onu bu isimler arasında ön plana çıkarıyor. Emre, sadece bireysel başarısıyla değil, aynı zamanda uluslararası alanda kurduğu ilişkilerle de dikkat çekiyor. Randstad Kaza Sigortası kurumu ile tazminatlarınızı alıyor, Türk Sağlık Merkezi ile sağlığınıza kavuşturuyor, Türk Hukuk Bürosu ile miras, evlilik ve emlak sorunlarınızı çözüyor, Hollanda Türk Ticaret Derneği ile iş dünyanızı büyütüyor, gençlerimizi eğitim sonrasında iş dünyasına hazırlıyor, Altın Emlak bürosuyla yatırım imkânları sunuyor. Bu sayıda kendisiyle özel bir söyleşi gerçekleştirdik. İzin mevsimin yaklaştığı bu günlerde yola çıkacak olanlara altın tavsiyelerde bulunan Ethem Emre ile yapılan sohbetimizden hayli keyif alacağınızı ve istifade edeceğinizi umuyoruz.

Tatil, izin dönemi başlıyor. Yola çıkacak olalar nelere dikkat etmeli?.

Öncelikle kişilerin sigortaları önemli. Yani yola çıkmadan “hangi sigortalarım var?” diye bir bakmalı. Bazı insanlar “benim kaskom var, bu sigorta her şeyi kapsıyor” diyor, aslında bu böyle değil. Yani yolcuların sigortasını da ekstra yaptırabiliyorsun. Şoförün kendi tarafından yaptığı kazaları da kapsayan Yolcu Hasar Sigortası (Schade Verzekering Inzittenden (SVI)) dediğimiz sigortayı mutlaka yaptırmalılar.

Kaza sonrasında arabadaki yolcuların ‘Letselschade’ bedensel yaralanma veya psikolojik incinme (manevî hasar) olarak kaza tazminatını öder. Ayrıca şoför haksız olsa bile, ‘Letselschade’ masraflarını karşılar. Yurt dışına çıkacak yolcuların bu sigortayı mutlaka yaptırmalarını öneriyoruz.

Bunun aylık primi -aileyi kapsayacak şekilde- 5-6 eurodur. Tek başına bir ağaca, korkuluğa çarptın, suç sende. Kaskon varsa arabadaki hasarı o sigorta ödüyor, orada sorun yok ama kişisel, bedensel hasar olduğunda SVI devreye giriyor. Standart bir paket olmadığından dolayı bu sigortayı istemezsen yapılmıyor. Kişi kendisi isteyecek.

Ayrıca yol sigortası çok önemli. Yolcu Kaza Sigortası (Ongevallen Verzekering Inzittenden Verzekering (OVI)) dediğimiz bu sigorta, arabanıza ek olarak yapacağınız sigortadır. Kaza anında arabada bulunanlarda kalıcı hasar (blijvende letsel) oluşması ya da ölüm hâlinde, önceden anlaşılmış miktar tazminat olarak ödenir. Bu sigorta genelde otomatikman yaptırılmakta olup kısmi masrafları karşılamaktadır. Sigorta yaptırdıktan sonra herkese bir poliçe gider, gelen poliçenin kontrolü önemli.

Ve bir diğer önemli olan yapılması gereken sigorta da Seyahat Sigortasıdır. (Reisverzekering) Hollanda’da sağlık sigortanız Hollanda sınırları içinde sizin sağlık masraflarınızı karşılar. Yurt dışında olduğunuzda ise sigortanın kapsama alanı azalır. İstediğiniz hastane ya da doktora gidemeyebilirsiniz, ya da bazı ülkelerde sağlık sigortanız geçerli olmayabilir. İzinde yanınıza aldığınız bagaj, karşılaştığınız bir hasar seyahat sigortası kapsamına girer.

Hırsızlık durumunda ‘inboedelverzekering’ kapsamından çıkar ve seyahat sigortası kapsamına girer. Seyahat sigortasını gideceğiniz yerlere göre, Türkiye’nin tümünü kapsayacak şekilde bir sigorta yaptırmanızı öneririz. Bu sigorta senin yol masrafını, herhangi bir durumda otel konaklamanı, uçakla geri gelmeni, paranı, bagajını kapsıyor.

Kaza sonrası yapılması gerekenler nelerdir?

Kazalar oluyor, kaçınılmaz. Kaza sonrası kişinin durumuna göre hareket edilmeli. Eğer kişi veya kişiler hastanelik değillerse kaza yerinin fotoğrafları, sağlık ve polis raporları buradaki sigorta şirketlerine düzgünce verilmesi için hazırlanmalı. Türkiye’de de artık her kazaya polis gitmiyor. Hafif kazalarda rapor doldurmayı ve anlaşmayı iki tarafa bırakıyor. Yaralanma olduğunda polis, ambülans devreye giriyor.

Buradan giden biri Türkiye’deki yakınlarını aracına aldı ve bir kazaya karıştı, bunların hasarlarının ödenme durumu nasıl oluyor?

Eğer bu sigortaları yaptırırlarsa Türkiye’de ikamet eden yolcular da bu teminat kapsamı içerisine giriyor ve herhangi bir hasar, zarar, yaralanma olursa Hollanda sigortalarında hak sahibi oluyorlar. Bu da çok bilinmeyen ve önemli bir durum. Bu da belli şartlara bağlı tabi ki. tutanaklarda isimlerinin geçmesi, sağlık raporlarının tam olması lazım. Raporlar tam olursa onların mağduriyetleri buradaki sigortalar tarafından karşılanıyor.

Türkiye’de olan kazalarda da Hollanda Türk Hukuk Bürosu önemli bir görev yüklendi. Bu çalışmalar hakkında da bilgi verebilir misiniz?

Türkiye’deki hukuk olaylarının koordinesini yerel avukatlarımızla buradan yapıyoruz. Hollanda’da yaşayan vatandaşlarımızın bütün hukuki işlemlerini Türkiye’ye gitmeden buradan yürütüyoruz. Davalar açılıyor, takip ediliyor. Türkiye’deki yaralanma ile sonuçlanan kazalarda ceza davaları açılması gerekiyor, biz bunu da buradan takip ediyoruz. Takip etmediğinde durum aleyhine gelişiyor.

Bu hizmetlerin karşılığında kişi bir şeyler ödemek zorunda mı?

Şahsın yaptırdığı sigortada Hukuk Sigortası (Rechtsbijstandverzekering) varsa, bu durumda sigorta devreye girer. Sadece taşıt sigortanız içinde ek bir sigorta olabileceği gibi, ailenin başına gelebilecek bir çok sorun için aile hukuk sigortası paketi de yaptırmak mümkündür. Bu durumda sigorta paketinin içerisinde mutlaka araç hukuku sigortası olmalıdır. Yurt içi ve yurt dışında yasal haklarınızın takibi için bu sigorta önemlidir. Avukat tutmak gerektiğinde bu sigortanız devreye girecektir. Adalet Divanı’nın, Avrupa ülkelerini kapsayan kararına göre, 2013 Aralık ayından itibaren insanların avukat seçme hakkı serbest bırakılmıştır. İnsanlar genelde istedikleri avukatları tutabilir ve verilen hukuk hizmeti masraflarını hatta mahkeme masraflarını da bu hukuk sigortası karşılar.

Bu konuda bilgi sahibi olmayanlar, meseleyi anlayamayanlar bizleri arasınlar. Görüş bildirir, yol gösterir, danışmanlık hizmeti veririz.

Kaza anından sonra ilk ne yapılmalı?

Bizim ana işimiz kaza uzmanlığı. Yani kazadan oluşan bedensel hasarların sigortadan tanzim edilmesidir. Trafik kazalarının ilk anından sonra farkında olmadığınız bir durum çıkabilir ve hayatınızı tamamen etkileyebilir. Başınız, boynunuz, beliniz ağrıyabilir. Yani incinme dediğimiz bir sorun yaşanabilir. Bunu hafife almadan hemen ev doktorunuza giderek durumu ihbar edin ve bu tür bir kaza geçirdiğinizi ve şikâyetlerinizi bildirin. Duruma göre de tedavi süreçleri başlıyor. Bu bildiri kayıt altına alındığı için gelecekte yaşanan sorunlar için delil oluyor ve haklarınız için bir teminat oluyor. Ama mutlaka dosya açtırsınlar. Baktın ki şikâyetin geçti, dosyayı sigortaya bildirerek kapatırsın. Ama benim insanlara naçizane tavsiyem şudur: Asla doğru davanıza küçük bir yalan, yanlış, hile karıştırmayın.

İnsanlarımızı yanıltmaya yanlış yönlendirmeye gerek yok. İşte “Ahmet şöyle bir kaza geçirdi, 50 bin Euro aldı, Mehmet 100 bin aldı” gibi söylemlerle hareket edilmemeli. Herkes kendisini bilir.

“Gavurdan, kafirden alınan para helaldir” mantığı da ne Müslümanlıkla ne de insanlıkla bağdaşır. Gayrimüslimin hakkına girmek daha ağır bir sorumluluk ve yükümlülüktür. Olan şikâyetlerinin yanına birkaç yalan yanlış şey ekliyor, daha fazla para alabilmek için ama haklı davasında haksız çıkıyor. Gerçek mağdurların da hakkına girmiş oluyor.

Haram haramdır, dünyalık üç beş kuruş için ne dünyasını ne ahiretini karartmasın. Bazı konularda istismarlar yapılmış, bari bu konuda temiz olalım, temiz kalalım.

İş kazlarında da durum aynı mı?

İş kazlarında, ağır bir vakıa ise Sosyal İşler Bakanlığı’nın iş müfettişlerinin devreye girmesi önemli. Onların araştırmaları sonucunda verilen rapor belirleyici oluyor. İşverenin, isçilerini güvenli bir ortamda çalıştırma zorunluluğu vardır. Eğer işveren işçisini tedbirsiz çalıştırıyorsa işveren sorumludur. Bazen de işçi bütün tedbirlere rağmen kendi hatası ile kazaya karışıyor. İş müfettişleri bu durumları göz önünde bulundurarak, şahitlerin ve diğer tarafların ifadelerine göre bir rapor tutuyor ve sorumlu, suçlu tesbit ediliyor. Kanuna göre işverenin bazı durumları ilgili bakanlığa ihbar etmesi gerekiyor ama kendi çıkarı için bunu yapmıyor.

Türk hukukunda esin Çiftçi Hanım’la Hollanda’da yerleşik bir sistem oluşturduk. Her türlü miras, evlilik, kaza davalarında Türkiye’ye gitmeden kendi dilinde hizmet vermekteyiz. Yeni neslimiz Türkiye’ye gitmiyor, oradaki avukatlarla iletişim sağlayamıyor ve açılan davalar ya sonuçlanmıyor ya da aleyhine sonuçlanıyor.

Serkan arkadaşımızla da emlakçılık alanında hizmet sunuyoruz. Türkiye’de emlak alım ve satım işi ve sorunu olan insanlarımızın da bizlerle irtibata geçmeleri kendi menfaatlerine olacaktır.

Sağlık alanındaki girişimlerimiz sürüyor. Onu da ayağa kaldırınca insanlarımızı bilgilendireceğiz.

Bu projelerle amacımız , yeni neslin kendi dilinde, kültüründe, seviyesinde hizmet almasını sağlamaktır. Babalarımız bu dünyadan göçtüler. Bizler ikinci nesil olarak artık sınıra yaklaşıyoruz. Bizden sonraki nesil bazı şeylerde bocalayacak. Türkiye ile bağları her açıdan çok zayıfladı.

Hak hukuk bilmeyen akrabalar arası suiistimaller, miras kavgaları, esnafların açgözlülüğü, pahalılık, ötekileştirme gibi durumlar nedeniyle üçüncü nesil artık tercihini başka ülkelerden yana yapıyor. Bundan dolayı da bu yaptığımız hizmetlerin artık profesyonel olarak topluma sunulması gerekiyor.

Düzenlediğiniz toplumsal etkinliklerden de bahseder misiniz?

İki toplumun bir araya gelmesini, kaynaşmasını ve diyalog içerisinde olmasını çok önemsiyorum. Toplumsal huzurun, barışın ve kalkınmanın temelini bu diyalog zemini oluşturacaktır. Bazı semtlerde biz kendi kendimize kaldık. Yanımızda, çevremizde ilaç adına bir tek Hollandalı kalmadı. Belli sebepler nedeniyle onlar bizden uzaklaşıyor olabilir ama biz yine de onlarla diyalogdan, buluşmaktan ve birlikte hareket etmekten kaçınmamalıyız. Herkesin bir ortağı, partneri olabilir. Kimi iş dünyasından kimi farklı meslek grubundan kimi siyaset arenasından ama mutlaka bir araya gelmenin ve diyalog zemini oluşturmanın gereği üzerinde kafa yolmalıyız. Bunun ilk adımını MKB ile ortaklaşa iftar programı düzenleyerek atmış olduk. Onlarca iş dünyasının insanını bir araya getirdik. Toplantıda iş imkânlarını konuştuk. Katılımcılar birbiriyle tanıştı, birlikte iş yapma fırsatları değerlendirildi. ADO Den Haag futbol kulübüyle Hollanda-Türk iş adamlarıyla girişimcilik günü organize ettik. 100 civarında firma ve girişimciyi bir araya getirdik. Olumlu dönüşler aldık. Bu tür etkinliklerin her yıl tekrarlanmasını istiyorlar. Diğer kulüp ve dernekler de bu tür etkinliklerin yapılması için bizden katkı bekliyorlar. Sonuçta bu çalışmalar her iki taraf içinde bir kazançtır. Yine temmuz ayı başında Gençlik Merkezi ile (Jeugd Zorg) bir çalışma yürüteceğiz. Oradaki amaç da, maddî imkânsızlıklardan dolayı hayatlarını zor şartlar altında idame ettiren çocukların durumları değerlendirilecek ve gereken destek yolları aranacak. Bu durumda yaşayan çocuklar diğer çocuklarla eşit şartlar altında olmadıklarından dolayı eğitimde, topluma katılımda zorlanmaktalar. Seyahat yapamıyorlar, kültür, sanat, spor faaliyetlerine katılamıyorlar. Bu da belli bir dışlanmışlığa yol açıyor. Yapacağımız bu buluşmada bu sorunu ve çözüm yollarını konuşacağız. Topluma duyuracağız, okullara çağrıda bulunacağız, okullarda bu durumda olan çocukların daha iyi pozisyona gelmeleri için ilgili kurumla işbirliği yaparak sorunun çözümü noktasında adım atacak. Bu çalışmalarımız devam edecek. Doğru kişilerle, kurumlarla, toplumumuzun desteği ile yolumuza devam edeceğiz. Her zaman yaptığım çağrıyı yineliyorum: Gelin, bu hizmetleri birlikte yürütelim. Bir kişinin yapabileceği ancak bu kadardır. Üç olalım, beş olalım daha fazlasını, daha kalitelisini ortaya koyalım. Gelecek kuşağa, içerisinde yaşadığımız bu ülkeye güzellikler bırakalım; faydalı olalım. Bunlar sizin asıl işinizi engellemiyor, aksine hem sizi hem de işinizi besliyor, umut ve morla veriyor. İnsanlar sanıyorlar ki, ben bu işlere yönelirsem kendi işimi aksatırım; kesinlikle öyle olmaz, olmuyor, dediğim gibi daha çok motive oluyor, besleniyorsunuz. Toplumsal hizmetler ayrı bir başarı, huzur, motivasyon kaynağıdır.